Rusya’nın yeni nükleer doktrini – taktiksel kullanım riski mi yoksa başka bir boş tehdit mi?

Yeniden gözden geçirilen doktrin, stratejik tesislere yönelik konvansiyonel saldırıya nükleer yanıt verme olanağı sağlarken, muhtemelen asıl amacı Ukrayna'ya yönelik Batı desteğini sınırlamak. Bu hafta Rusya'nın nükleer silah doktrinini değiştirdiğini duyurması, bu ne anlama geliyor ve Ukrayna'daki savaşında önemli bir tırmanmayı işaret ediyor mu sorularını gündeme getirdi. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, nükleer doktrini değiştirme kararını "Batılı rakiplerimizin tırmanma kursuyla bağlantılı olduğunu" belirtti. Rusya'nın mevcut nükleer doktrini, 2020'de Vladimir Putin'in bir kararnamesinde belirlendi. Bu doktrine göre, Rusya, düşmanın nükleer saldırısına karşılık nükleer silahları kullanabilir veya bir konvansiyonel saldırı "devletin varlığını tehdit ederse." Belgedeki bazı maddeler, Rusya'nın yaklaşmakta olan bir nükleer saldırıya ilişkin bir uyarı aldığında da nükleer silahları kullanma olasılığını açıyor - sadece Rus hedeflerine saldırıldığını doğrulamaktan sonra değil. Ayrıca, hayati tesislere yapılan konvansiyonel saldırılara (örneğin, bir erken uyarı radar sistemi) karşılık nükleer silahların kullanılmasına olanak tanır, bu da nükleer bir saldırıya karşı tespit etmeyi ve karşılık vermeyi zorlaştırabilir. Rusya'nın 2020'de doktrinin değişikliğini yapmasının nedeni, konvansiyonel füze sistemlerindeki ilerlemeler de dahil olmak üzere askeri düşüncelerle ilgiliydi. Buna karşılık, doktrinde yapılacak değişiklik sinyallerinin son söylemlerle daha çok Rus kılıcı sallama alışkanlığına uygun olduğu görünüyor ve Batı'nın Ukrayna'ya desteğini caydırmayı ve sınırlamayı amaçlıyor.