Müslümanların Güvenlik Algısı: Kendilerini Güvende Hissediyorlar mı?

İngiltere'de aşırı sağın Müslümanları hedef almasının yarattığı korku ve endişe İngiltere'de 29 Temmuz'da Southport kentinde yaşanan bıçaklama olayının ardından aşırı sağın şiddet eylemleri artış gösterdi. Bu şiddet eylemlerinde özellikle Müslüman toplumun hedef alınması, farklı etnik kökenlerden Müslümanlar arasında korku ve endişeye neden oldu. Southport kentindeki saldırının ardından ülke genelinde aşırı sağcılar polisle ve karşıt görüştekilerle çatıştı, evlere, iş yerlerine, camilere ve polis araçlarına zarar verdi. Aşırı sağcılar tarafından hedef alınan Müslümanlar ve Müslüman toplumu, 30 Temmuz'dan bu yana süren sokak olaylarında zor zamanlar geçirdi. Aşırı sağcı şiddet olaylarının altında yatan sebepler arasında 30 yıldan fazla süredir devam eden İslam ve göçmen karşıtlığının birleşimi olduğu belirtiliyor. CAGE International Basın Sözcüsü Muhammad Mussa, aşırı sağcıların genellikle eğitimsiz, kültür, siyaset ve tarih konularında bilgisiz kişiler olduğunu ve İslam karşıtlığı, göçmen ve sığınmacılara yönelik nefretin yayılmasında etkili olduklarını ifade etti. Yaşanan olaylar sonrasında toplumda büyük bir korku ve endişe hakim. Müslüman toplum içerisinde fiziksel saldırılara uğrayan erkek ve kadınların olmasının yanı sıra camilere, iş yerlerine ve evlere yapılan saldırılar da toplum üzerinde büyük etki yarattı. Ancak yaşananlara karşı birlik ve dayanışma gösteren toplum, hükümetin ve medyanın da ırkçı ve İslam karşıtı söylemlere son vermesi gerektiğini belirtiyor. İngiltere'de yaşayan Müslümanlar, özellikle sokaklardaki şiddet eylemlerinden korku duyarak tedbirler almaya başladı. Tesettürlü kadınlar dışarıda bulundukları zamanlarda endişe içinde olduklarını dile getirirken, sokaklarda gezmekten kaçındıklarını ifade ettiler. Başkent Londra'da yaşayanlar ve bu olaylardan etkilenen Yunanlılar da hükümetten acil önlemler almasını bekliyorlar. Aşırı sağın Müslümanlara yönelik şiddet eylemleri, toplum arasında nefreti körüklemekten başka bir şey olmadığını düşünen gençler, gerçek anlamda duyarlılık gösterilmediğini ve masumların hayatlarının sadece bahane olarak kullanıldığını düşünüyorlar. Bu gençler, sadece İngiltere'deki olaylara değil, küresel çapta yaşanan masum can kayıplarına da dikkat çekerek adaletin sağlanmasını talep ediyorlar.