Çin’in dünyayı yönetmek için gerekli irade ve yol eksikliği var.
Beijing'ın ABD liderliğindeki uluslararası düzeni devirmekle ilgilenmediğini anlayan Amerikalı politika yapıcıların bilmesi gereken bir gerçektir.
"Çin Rüyası", Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in Çin'in büyük güç statüsünü geri kazanma vizyonu, Xi'nin 75. Ulusal Gün konuşmasının altında yatan temaydı. Washington'daki etkili kişiler ve politika yapıcıların birçoğu aslında Çin Rüyasının hedeflerinden birinin ABD liderliğindeki uluslararası düzeni ve dolayısıyla Washington'ın küresel liderliğini ve gücünü yerinden etmek olduğunu kabul eder. Xi'nin son açıklamalarındaki dış politika hakkındaki kaygısızlığıyla görüldüğü gibi, onlar yanılıyor. Pekin, Amerika'yı küresel sahnede değiştirmek istemiyor ve -daha da önemlisi- buna gücü yetmiyor. ABD politikası bu gerçeğe uyum sağlamalı ve Amerikan çıkarlarını öncelemelidir.
Xi'nin 2017'deki 19. Ulusal Parti Kongresi'ndeki konuşması, Beijing'in dünyadaki ABD'nin rolünü devirmeyi amaçladığına dair kanıt olarak sık sık gösterilir. O konuşmada Xi, Çin'i "küresel bir lider" olarak hayal ediyor ve "daha yakın sahne merkezine" taşındığını dile getiriyor. Washington'un Xi'yi sözlerine inandığı takdirde, bazıları önermeye meraklı olduğu gibi, o zaman Çin sadece gücündeki artışla uyumlu olarak küresel düzende daha fazla söz sahibi olmayı arıyor - dünya egemenliği değil.
Xi'nin 2022'deki 20. Ulusal Parti Kongresi'ndeki açıklamaları da global liderlik hakkında çok az şey söyledi - sadece Çin'in orta yüzyıla kadar en "kapsamlı ulusal güç" ve "uluslararası etki" ya sahip olması gerektiğini belirtti. 2017'deki açıklamadan daha güçlü bir ifade olmasına rağmen, bu oldukça subjektif ölçütlere dayanıyor. Kapsamlı ulusal güç, Çin'in "Kapsamlı Ulusal Güç" kavramına dayanmaktadır ve gücü niteliksel ve niceliksel faktörlere göre hesaplamayı amaçlar.