Biden’ın ayrıldığında Ukrayna’yı korumak için iki uçlu planı
Zayıf ördek lider Kiev'e güvenlik yardımını artırıyor ancak arzuladığı dış politika zaferi ulaşılamaz durumda.
ABD başkanı Joe Biden, 5 Kasım'da yapılacak ABD seçiminde Donald Trump'ın olası bir zaferine karşı önlem alarak Ukrayna'ya destek sağlamaya çalışıyor. Biden, Trump'ın kazanması durumunda Ukrayna üzerindeki ABD dış politikasının tehdit altında olduğunu hissediyor. ABD başkanı uzun zamandır Ukrayna'nın egemenliğini savunan biri olmuştu; Haziran ayında Kiev'e askeri destek sağlamak için on yıl sürecek bir güvenlik anlaşması imzalamıştı. Ancak, ofiste sadece birkaç hafta kalmışken ve 2024 seçimini kazanma ihtimaliyle karşı karşıya kalan Biden'ın, gelecek yılın 20 Ocak'ından itibaren Ukrayna'nın yanında kimin veya kimin olmayacağıyla ilgili büyük bir soru var. Biden şimdi giderken Ukrayna lehine siyasi desteği artırmaya çalışıyor.
Trump, tahmin edilemeyen bir dış politika lideri ve seçilmesi durumunda Ukrayna'da ne yapacağını tam olarak söylemek zor. Ancak işler Ukrayna için iyi görünmüyor. Trump, Putin'i memnun etmek istediği şeklinde algılanıyor. Ayrıca Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky'yi açıkça eleştirdi. Zelensky'nin son ziyareti sırasında Trump'ın onunla buluşup buluşmayacağı konusunda şüpheler dile getirildi. Sonunda Trump, Ukrayna lideriyle buluştu ve görünüşe göre işler çok kötü gitmedi.
ABD ve AB yetkilileri, Trump'ın Ukrayna'ya yardımı durduracağı ve hatta Zelensky'yi ateşkesi kabul etmeye ve Putin'e toprak vermesine zorlayacağı konusunda endişelerini dile getirdiler. Sonuç olarak, Biden, çatışma konusundaki ABD politikasını Trump'a karşı güvence altına almanın gerekliliğini görüyor.
Ukrayna'ya verilen ABD desteğini pekiştirmek, Biden'ın hedeflerini destekliyor ve eğer başkan yardımcısı Kamala Harris seçilirse ona çözüm bulma konusunda sağlam bir politik altyapı bırakmayı hedefliyor.
Biden, Ukrayna'ya karşı iki yönlü bir yaklaşım benimsemiştir. İlk olarak, ABD'nin Ukrayna'nın yanında olacağına dair güçlü ve açık bir açıklama yapmak istiyor. Bu temel, geçen hafta Biden, Harris ve Zelensky arasında Beyaz Saray'da gerçekleştirilen yüksek profilli bir buluşmaydı. Biden, Ukrayna'nın hala ABD için "birinci öncelik" olduğunu göstermeye çalışıyor ve tercihen Trump'ın dikkate alamayacağı gelecekteki Amerikan desteği beklentisi yaratmak istiyor.
Biden, Ukrayna için yeni bir yardım paketi duyuruyor. İkinci olarak, Biden'ın açıklamalarına destek veren yardımlar veriliyor. Biden yakın zamanda Ukrayna için 8 milyar dolarlık bir güvenlik yardımı artışını duyurdu. Bu fon, Ukrayna'nın uzun menzilli grev kapasitesini artırmak için yeni silahlar sağlayacak, bu da Biden'ın Rusya'ya karşı daha fazla saldırıcı taktikleri desteklediğini gösteriyor ve sadece kısa menzilli savunma değil. Ancak Washington, Ukrayna'nın sağladığı uzun menzilli füzeleri sınırdan öte Rusya'ya ateşlemesine izin vermiyor. Bu paket ayrıca Ukrayna Güvenlik Yardımı Girişimi'ni içeriyor. Bu plan, ABD hükümetine dış şirketlerden Ukrayna için silah satın almasına izin veriyor.
Artan desteğin bir parçası olarak, Biden, Savunma Bakanlığı'na, başkanlığı süresinin sonunda Ukrayna'ya zaten tahsis edilen tüm güvenlik yardım fonlarını kullanma talimatı verdi. Biden, bu paranın gerçekten Ukrayna'ya gittiğinden emin oluyor - herhangi bir halefi tahsisatı değiştirmeye veya fonları yeniden yönlendirmeye kalkarsa diye.
Seçim bittikten sonra Biden, yeni başkanın 2025 yılı Ocak ayında göreve gelene kadar ofisinde zamanı olacak. Bu iki aylık süre "zayıf ördek başkanlığı" olarak adlandırılır, ancak yeniden seçim gerekmeden, başkanlar son birkaç haftalarında bazen önemli politika kararları alabilirler. Ancak Biden'ın etkisi sınırlı, özellikle seçim kampanyası hala devam ederken. Ukrayna meselesini ana stratejisinin bir ana unsuru olarak duyurmak istiyor ancak Harris'e spot ışığını çeken herhangi bir şey yaparsa eleştirilme riski altında. Başkan, şu ana kadar Harris'i çabalarına dahil etti ancak Demokratlar artık bunu onun zamanı olarak görüyor. Harris'ın kampanyası Ukrayna konusundaki geniş parti pozisyonuna yön verecek - Biden değil.