Japonya ve Avustralya’nın, Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki askeri gücünü ortak kontrol etmek amacıyla uzun menzilli füzeleri birlikte geliştirmeyi kabul ettikleri bildirildi. Anlaşma, The Mainichi’nin bildirdiğine göre bu ay Japon Savunma Bakanı Minoru Kihara ile Avustralya mevkidaşı Richard Marles arasında Melbourne’de gerçekleşen bir toplantı sırasında yapıldı. Toplantıda Kihara ve Marles, Çin’in Japonya hava sahasını ihlal eden bir casus uçağı ile yakın zamanda yaptığı saldırı da dahil olmak üzere Çin’in askeri faaliyetleri konusunda karşılıklı endişelerini dile getirdi. İki bakan ayrıca Japonya’nın son zamanlarda karşı saldırı yetenekleri edindiğini ve Avustralya’nın uzun menzilli füzeleri tedarik ettiğini tartıştı. Bu arada, Japonya’nın geliştirme aşamasındaki füzelerini test etmek için Avustralya’nın geniş kıtasını kullanma talebi konusunda görüşmeler devam etmektedir. Japonya ve Avustralya’nın birlikte geliştirecekleri füze türüne gelince, Janes her iki ülkenin de Deniz Kuvvetleri’ne edinecekleri ABD yapımı Tomahawk seyir füzesine odaklandığını belirtiyor. Her iki ülke de 200’şer füze için ABD ile dış satım anlaşması imzaladı. Janes raporuna göre Japonya, Tomahawk’ları Aegis destekli savaş gemilerinde kullanmayı planlarken, Avustralya, Hobart sınıfı savaş gemileri ve Hunter sınıfı firkateynlerini bu füzelerle donatmayı amaçlamaktadır. Bu uzun menzilli füze kabiliyetlerindeki artan işbirliği, modern savaşta bu tür silahların dönüştürücü etkisine vurgu yapan stratejik değerlendirmeler ile uyumlu. Haziran 2024’te Aralarında Stratejik Çalışmalar Dergisi’nin bulunduğu hakemli dergide yayımlanan bir makalede Fabian Hoffman, Tomahawk gibi uzun menzilli saldırı (LRS) silahlarının, rakibin ulusal gücünü ve direncini doğrudan hedef alarak savaşta önemli stratejik etkiler yaratabileceğini ifade ediyor. Hoffman, LRS silahlarının dört farklı stratejik işlevi yerine getirdiğini belirtiyor: nüfusa karşı, stratejik engelleme, karşı liderlik ve karşı güç kullanımı. Bu işlevlerin, devletlere taktik veya operasyonel çatışmalarla bağımsız olarak stratejik düzeyde rakiplerin irade ve kapasitesini zayıflatmalarını sağladığını belirtiyor.
News
